can34b şüpheli durum sonrası ilk hafta hayatımın en berbat ve korku dolu haftasıydı. Düşündükçe sonu gelmez bir girdaba giriyordum ve enerjimi sürekli emiyordu bu durum. Her gece kabuslar görüyor; geceleri birkaç defa uyanıyor, sabah depresif bir şekilde uyanıyordum. Gün içinde de ağlıyor ya da korkudan kafayı yiyecek gibi hissediyordum. Hayatımdaki hiçbir şeyden zevk alamaz hale gelmiştim. Sürekli ağlıyor ve dua ediyordum. Beni ayakta tutabilen tek şey Allah'a yürekten inanarak ettiğim dualardı. Yürümeye bile mecalim yoktu çünkü. Keşke, keşke sağlığımın kıymetini daha önce bilseydim diyordum. Önceden hayatı kendime zindan ettiğim şeyler "dert" miymiş be diyor insan. Bazı şeylerin kaybetme ihtimali ile karşı karşıya kalmadan değeri anlaşılmıyor ne yazık ki. Önceden hayatımdaki aslında ufak sorunları diğer herkes gibi büyük bir sorun olarak görüp bundan dolayı sinirlenir, üzülürdüm. Hayatımın miladı oldu bu durum. Sağlıklı ve yaşadığım her anın ne denli kıymetli olduğunu acı bir tecrübe ile öğrenmiş bulundum. Önceden hiv pozitif olmayı bir felaket olarak düşünüyordum ancak hiv pozitif olmanın dünyanın sonu olmadığını kabullendim. Neden biliyor musun? Sadece cinsel ilişki ile değil, kan naklinde bile bulaşabiliyor bu virüs. Yani insan kendi elinde olmayan sebeplerden dolayı da enfekte olabilir. Bu yüzden barışık olmamız gerekir. Şunu da eklemek istiyorum. Geçmişi değiştirmek mümkün değildir o yüzden ne kadar korku ve pişmanlık duyulursa duyulsun hiçbir anlamı yoktur. Yaşanması gerekiyordu yaşandı. Keşkeleri bırakalım, bundan sonra böyle olacak diyelim. Hayatımızın rotasını çizelim ve Yüce Yaradanın izninde o yolda yürüyelim. Her zaman inanalım ve inancımız doğrultusunda dua edelim.