Arkadaşlar yaşadığınız stress,kaygı bozukluğu, aşırı alkol ve sigara tüketimi bağırsaklarda bulunan candida bakterisini çoğaltmakta ve bağışıklık sistemini bozucu etkiler yaratmaktadır. Bunun ile beraber, faranjit, lenf bezi şişmesi, kas eklem ağrıları, göz önünde uçuşan cisimler görme, diş eti enfeksiyonları gibi bir çok hastalığa sebep olmaktadır. Vücudun çoğu yerine yerleşen bu bakteriyi bağışıklık sistemi baskılayamamakta ve sizin tabirinizle belirtileriniz devam etmektedir. Öncelikle benim uyguladığım çözüme gelince. Her gün yemeklerden önce, 1 bardak suya 1 yemek kaşığı elma sirkesi karıştırıp içiyorum. Yemek ile beraber,1 tas içine evde yapılan yoğurt olması gerekiyor, 2 diş sarımsağı doğrayıp yiyorum. Kahve ve çayı içmiyorum, onun yerine gün içerisinde ekinezyalı kış çayı,yeşil çay vb. çaylar tüketiyorum. Bu yaptığım şeyler, bağışıklık sistemimi dim dik ayakta tutmak ile beraber SARIMSAK ve Elma sirkesi ile beraber CANDİDA ile savaşıyorum. 2 haftadır bu şekilde dikkat ediyorum, dilimin üzerinde ki beyazlık bitti gibi. haa bununla beraber, şeker ve şekerli olan tüm gıdalar, ekmek ve karbonhidrat taşıyan tüm gıdaları tüketmemeniz gerekmektedir. Çünkü candidayı besleyen tek şey şeker ve karbonhidrattır. İyi Günler herkese.
Dilde beyazlık VE böyle çok yeme hissi var mı kardeşim sende ?
Candida mantarı vücutta yükseldiğinde, iştah açabilir ve canın sürekli tatlı isteyebilir. Tatlı ihtiyacını meyvelerden karşılayabilirsin.
Teşekkürler.
Candida’nın kontrolden çıkmasının sebepleri nelerdir? Sağlıklı bir bünyede bağışıklık sistemi vücuttaki bakterileri ve mukozadaki mikro organizmaları rahatlıkla dengeler. Fakat bazı durumlar bu dengeyi bozar. Bağışıklık sisteminin bozulması çok çeşitli ve karmaşık olmakla birlikte en büyük suçlu, sindirim sistemindeki bize iyi gelen mikro organizmaları yok eden antibiyotiklerdir. Bunun nedeni ise antibiyotiklerin Candida üzerinde bir etkisinin bulunmaması ve diğer mikro organizmaların dengesinin bozulmasıyla birlikte Candida’nın vücudu ele geçirmesidir. Bu aşamada şekilleri değişmeye başlar ve koloni denilen geniş guruplar halinde çoğalır. Bu kolonilerin salgıladığı toksinler vücudun içinde dolaşmaya başlar ve bağışıklık sisteminin daha da zayıflamasına neden olarak vücuda zarar vermeye başlar. Candida köke benzer yapılar üretir ve bunlar bağırsak duvarlarında dolaşarak toksinlerin, sindirilemeyen gıdaların ve bakterilerin takılıp kana karışmasına neden olan mikroskobik delikler açar. Bu sendrom gıda alerjisi gibi birçok hastalığa sebep olan “Sızıntılı Bağırsak Sendromu” olarak bilinir. Ayrıca köke benzer yapıların bağırsak duvarlarına verdiği bu zarar, gıdalardan aldığımız iyi besinlerin emilimine de zarar verir. Besinlerin bağırsakta doğru sindirilememesi ise bağışıklık sistemimizin iyice zayıflamasına neden olur. Bugün yemek yeme alışkanlıklarımız zaten ihtiyacımız olan gerekli besinleri karşılayamadığı için iyi bir bağışıklık sistemi sağlayamamaktadır. Günümüzde tüketilenler, aşırı yüksek şeker içeren gıdalar, karbonhidratlar, hidrojenize edilmiş yağlar (trans yağlar), beyaz undan yapılan gıdalar, işlenmiş gıdalar, bağımlılık yapıcı maddeler, koruyucular, böcek ilaçları (tarım ilaçları) ve ağır metallerden oluşmaktadır. Aynı zamanda bütün bu gıdalar uzun raf ömrü sağlayabilmek için radyasyona maruz kalmış ve zaten en başta hiçbir besin değeri sağlayamayan topraklarda yetişmiş, uzun bir süre depolanıp nakliye edilmiş, evlerimize girdiğinde ise yanlış yöntemlerle pişirilmiş veya mikrodalgala konulmuş olduklarından besin değerini çoktan kaybetmiş olurlar. Bütün bunlar ise zayıf bağışıklık sisteminin başlıca sebepleridir.
http://www.endogalhakkiniz.com/candida-nedir-dogal-yollarla-nasil-yenebiliriz/
bende de tatlı ve şekerlere aşırı bir meyil oluşmuştu. gerçi eskiden de tatlısız yapamazdım ama ilk anlarda bu istek kriz gibi göstermişti kendini.