Ş
Şifacı55
Toplam 141 cevap
Benim hikayem
Marta nasıl bi psikopatsın son ilişki yaşayıp burada test süresi sormak nasıl mantık pep tedavisi al henüz geç değilken 72 saatin var...Bu tip sapık ilişkilerden uzak dur temiz sonucunu al psikolojik yardım al sonra tövbeni et kurtul bunlardan
bilen arkadaslar cevaplarsa sevinirim
Fergie PCR testi en kral test 82de yapmışsın sonuç kesin hivi unut belirtin varsa başka bulaş hastalıklarına baktır Eliza testi ile hepatit seroloji testleri ile ebv cmv sifilize baktır temizse yoluna bak daha gezme buralarda geçmiş olsun
p24 ve elisa testi
İsimsiz34 sana bi dünya cevap verilmiş anlama özürlümüsün ilişkinin üzerinden ne kadar uzun süre geçerse testler o kadar kolay hivi tespit ediyor 3.ay ve sonrası Eliza testi için yeterli süredir sen gittin bir iki sene test olsun sonuç kesindir yani anladın umarım
Benim hikayem
Trollemeye çalışıyorsun gibi geldi ama cevap vereyim HIV RNA PCR testi 10.günden itibaren en erken tanı testidir.P24antijen testi 21.günden itibaren yapılır combi testler 28 gün ve sonrası antihiv testi 90.gün ve sonrası kesin sonuç verir tüm yapılan testler 3.ay sonunda Eliza testi ile sağlama alınır.Madem son ilişkini olsun 72 saate kadar pep tedavisi alabilirsin hivden korur....
Peniste beyaz akıntı
Ürolojiye git gelen akıntıdan sürüntü örneği alsınlar muhtemelen gonore klamidya antibiyotik ile tedavisi var geçmiş olsun
MERHABA OKUYUN OGRENİN..
Sivaslı NAT testi o saydığın testlerden daha üstün ve erken yakalayan test yani kıyaslamayı ona göre yap
MERHABA OKUYUN OGRENİN..
Sivaslı kardeşim NAT TESTİ yapan KIZILAY'IN TESTLER İÇİN KULUÇKA SÜRESİ
TR
EN
العربية
Kan Bankacılığında NAT Testi Dönemi Başlıyor
10/04/2014
Türk Kızılayı Genel Başkanı Ahmet Lütfi Akar güvenli kan temininde hastalıkların pencere dönemini kısaltan NAT Testi’ne geçileceğinin müjdesini verdi. Sağlık Bakanlığı ile hayata geçirilecek olan TÜRKKÖK Projesi’nde ise ilk yılın hedefi 50 bin gönüllü kemik iliği bağışçısı.
Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün önümüzdeki dönemde hayata geçireceği projeleri, İstanbul’da Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürlüğü’nde düzenlenen basın toplantısında kamuoyuyla paylaşıldı. Toplantıya Genel Başkan Ahmet Lütfi Akar, Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Gülsüm Özet, Kan Hizmetleri Medikal Koordinatörü Dr. Armağan Aksoy ile Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürü Dr. İlhan Birinci katıldı.
“HIV’de pencere dönemi 11 güne düşecek”
Genel Başkan Ahmet Lütfi Akar, Türk Kızılayı’nın ülkenin kan ihtiyacını karşılamak için 2005 yılından bu yana ‘Düzenli, Güvenli ve Gönüllü Kan Bağışı Projesi’ni yürüttüğünü hatırlatarak “ 2005’de yıllık 305 bin ünite olan kan bağışı rakamı geçen yıl 1 milyon 640 bin üniteye ulaştı” dedi.
Türk Kızılayı Kan Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün yürüttüğü güvenli kan temini projesi kapsamında NAT testine geçileceğinin müjdesini veren Genel Başkan Akar, “NAT testi sayesinde kan bankacılığındaki en büyük risklerden biri olan pencere döneminde hastalık bulaşlarına yönelik ekstra bir önlem alınacak. NAT testi uygulamasına geçişimizi vatandaşlarımıza müjde olarak veriyoruz. Mevcutta uygulanan ELİSA testine ek olarak uygulanacak bu test, kandaki virüsün saklandığı pencere dönemi süresini kısaltacak. HIV virüsünde pencere dönemi 16-20 günden NAT testleri ile 11 güne, Hepatit B 56 günden NAT testi ile 36 güne, Hepatit C de mevcut durumda 60 gün iken NAT testi ile 41 güne kadar inebilecek" diye konuştu.
Beşiktaş Sağlıklı Yaşam Merkezi'nde 42. Günde Test
Bydestroyer hiv duo testi ol combi test p24 antijen ve antikor bakan testten idrar yolu enfeksiyonu olabilir sol testis ağrısı varikosel olma ihtimali yüksek bence ürolojiye git varikosel çoğu erkekte olan bişey testise giden damarın genişlemesi bir nevi varis yani bunuda göz ardı etme derim geçmiş olsun
Dertleşelim Kardeşlerim
Bugün tüm dünyada yüz binlerce insan, HIV ve AIDS şüphesi nedeniyle kan tahlili olmaktadır. Bunlardan bir kısmı HIV negatif olduğu halde, zihin olarak HIV pozitif olduğunu düşünmekte ve ömrünü boşu boşuna heba etmektedir. Bu kişiler, testleri sürekli temiz çıkmakta, buna rağmen internetten bu hastalığı araştırmakta, bunun belirtilerini yaşamakta ve tetkik yaptırmaya devam etmektedir. HIV ya da AIDS korkusu yaşayan kişiler HIV ile enfekte olduklarını düşünerek korku ve kaygı yaşamaktadırlar.
Aslında birçoğunda HIV bulaşması için gerekli olan riskler yoktur. Örneğin korunmalı ilişkide bulunmuştur. Ancak HIV açısında hiçbir risk içermemesi, onun yaşamındaki HIV-AIDS korkusunu azaltmaz. Bu korku nedeniyle birçok farklı farklı HIV testleri yaptırır. Bunların negatif çıkması iç dünyasını rahatlatmaz. Tersine aşırı endişe, kalp çarpıntısı, nefeste sıkışma, terleme, suçluluk duygusu ve korku hissedebilir.
Bu bir takıntı hastalığı, yani obsesif kompulsif bozukluktur.
Kendiliğinden bilince gelen, kişinin saçma ve yanlış olduğunu bildiği düşünce veya imajlara obsesyon veya saplantı denir. Bu saplantıdan kurtulmak için yapılan eylemlere ise kompulsiyon denir. Toplum içinde vesvese olarak da adlandırılır. HIV- AIDS miyim acaba korkusu da aslında bir çeşit takıntıdır. Buna obsesif kompulsif bozukluk da denir.
Obsesif kompulsif bozukluk da tekrarlayıcı davranışlara rastlanır. El yıkama, sıraya koyma, kontrol etme şeklinde olabilir. Ya da zihinsel olarak tekrarlayıcı dua etme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme gibi olabilir. Kişi mikrop bulaşmasın diye sık sık ellerini yıkayabilir. Ellerini veya vücudunun diğer bölgelerini defalarca yıkayıp cildine zarar verebilir. Herkesi kendi kurallarına uymaya zorlayabilir.
HIV veya AIDS korkusu olan kişiler ise genellikle başlangıçta bir hayat kadını ile sex yapmıştır. Eğer prezervatif kullanmamışsa sıkıntıları daha fazla hisseder. HIV ve AIDS konusunu araştırdıktan sonra, bu hastalığın belirtilerini vücutlarında hissetmeye başlar. Aslında testler negatiftir. Ancak bu onları rahatlatmaz. Sürekli çok yoğun vicdan azabı ve suçluluk duyar. Çünkü beyin, pozitif olduğunu bir defa inanmıştır.
Beyin karşısına çıkan bir konu için önce geçmiş deneyimlere göre bir karar verir. Daha sonra verdiği bu kararın gerçekleşmesi için çaba gösterir. Bu beynin ters bir özelliğidir ve bir yönden de tehlikeli bir durum olabilir. Örneğin beyin başına gelmesinden en çok korktuğu şeye odaklanır ve daha sonra onu size çeker. Böylece korktuğunu başınıza getirir. HIV korkusu olan kişi sürekli hastalıklardan korkar ve bir süre sonra HIV olmasa bile bazı ruhsal hastalıklara yakalanır. Bunun dışında tansiyon, diabetes mellitus, yaygın vücut ağrıları, cinsel sorunlar gibi rahatsızlıklar da olabilir.
Tekrar tekrar test yaptırır.
Testler yanlış yapılıyor diyerek tekrar tekrar yaptırmak isteyebilir. Test yaptırdıktan sonra rahatlar, ancak birkaç gün sonra ya test yanlışsa düşünceleri tekrar gelir. Zihne gelen korkular ve hayaller çok rahatsız edici olabilmektedir.
Mesela evli kişiler bunu eşine ve çocuğuna bulaştıracağını, ailenin onu dışlayacağını düşünür. Bu kişiler çok yoğun vicdan azabı ve suçluluk hissederler. Hatta bazılarında intihar düşüncesi bile gelebilir. Çünkü burada rahatsızlığı en çok tetikleyen HIV olmak değil, eşin veya ailenin diğer bireyleri hatta çocukların onu dışlama, değersizleştirme ihtimalini düşünmektir.
Test yaptırdıktan sonra negatif çıkması kişiyi geçici olarak rahatlatır. Sonra olay tekrar başlar. Yeniden test yaptırır, korku dolu saatlerle sonuç bekler. Sonra rahatlar. Sonra virüs için "ya gözden kaçmışsa" diye düşünür, test yaptırmaya gider. Sonra rahatlar. Sonra tekrar test yaptırır. Sonra rahatlar. …. Bu kısır döngü böyle devam eder gider.
Sürekli internetten yapılan araştırmalar.
Bu kişiler sürekli olarak internetten hastalık bulgularını araştırır. Google ve internetteki forumlardaki hemen tüm yazıları okumaya çalışır. MSN veya skype ile arkadaşlarından bilgi alır. Facebook gibi sosyal ağlara girerek kendisi gibi insanlarla konuşmak ve yazışmak ister.
Psikolojik sağlığın giderek bozulması beden sağlığını da bozar. İnternette AIDS belirtisi olarak okuduğu hastalıkları hissetmeye başlar. Dilde kabarma olduğunu okur, kendi dilinde kabarma fark eder. AIDS hastalığında ishal geliştiğini öğrenir, ertesi gün ishal olur. Bu şekilde vücut, hastalık bulgularını taklit etmeye başlar.
HIV ile ilgili bulaşma yolları, risklerin analizi ve tekrarlayan test sonuçları hiçbir zaman tam olarak onu ikna etmez. Çevresindeki kişilere HIV’li olduğuna inandırmaya çalışır. Pek çok kişiyle konuşur. Üroloji, enfeksiyon ve dahiliye doktorlarına gider.
Testler negatif çıktıkça endişe artar. HIV pozitif olduğunu söyleyecek bir doktor aramaya başlar, kapı kapı dolaşır. Bir süre sonra insanlar ve doktorlar ondan sıkılmaya başlar. Çünkü sürekli aynı şeyleri anlattığı için çevredekiler artık onu dinlemek istemez. İçine düştüğü durumun aslında ruhsal bir sorun olduğuna inanmaz.
Giderek anlaşılamama, yalnızlık ve çaresizlik duyguları şiddetlenir. Tüm bu süreçler bilinç dışıdır ve kişinin kontrolünde değildir.
Bu kişiler kişilik olarak eleştiriye hassas, mükemmelci, kontrolcüdür. Birinin onların kusurlarından bahsetmesine dayanamazlar. Genellikle çocukluk çağında otoriter bir anne veya baba vardır. Ayrıca bu süreçte temizlik davranışlarında zamanla artma olabilir. Bu aslında ruhsal bir kirliliktir ve dış bölgeleri temizleyerek gidermeye çalışır. Bazı dindar kişiler ise sürekli ibadet yapmaya başlarlar.
Bu hastalığın korunmasız vajinal ilişkide bulaşması 1/2000 civarında olması rahatlatmaz. Hatta bazı doktorların 6 ay veya 1 yıl boyunca test yaptırmalarını söylemesi endişeyi artırır. Aslında bu süre ağır kanserli kişiler için geçerlidir. Sağlıklı kişilerde elisa testi için 90 gün, combo için 28 gün, son jenerasyon combo için 14 gün yeterlidir. Tüm bilgiler kişiyi rahatlatmadığı için sürekli kendisine olumsuz bir şeyler söyleyecek insanları arar durur.
Takıntısı olan kişiler, bunun verdiği bunaltıyı hafifletmek için alkol veya uyuşturucu madde kullanabilir. Bazı kişiler ise metafizik konularla ilgilenebilir veya cinlerin musallat olduğunu düşünerek buna yönelik tedbirlere başvurabilir.
Tedavi olmadıkça takıntı uzayabilir.
Tedavinin geciktirilmesi durumlarında, kişinin hastalığına giderek kayıtsız kalması görülebilir. Bu gibi durumlarda özellikle yakın çevresi çok rahatsız olmaktadır. Örneğin eşi sürekli donuk durduğunu söyleyerek şikayet edebilir. HIV bulaşacak korkusuyla eşiyle cinsellikten kaçınabilir. Çocuklara bulaşır korkusuyla onlardan uzak durabilir. Çevrenin giderek ondan uzaklaşması ve hastalıklı görmesi sonucu yalnızlaşma ve intihar düşünceleri gelişebilir.
Bu rahatsızlık beyinle ve ruhsal durumla ilgili bir rahatsızlıktır. Amerika tanı kriterlerine göre, günde 1 saatten fazla bu takıntılı durumlarla meşgul olan kişilerin tedavi olması önerilmektedir. Psikoterapiye cevap genellikle iyidir. Özellikle dinamik psikoterapi tekniği kullanılır. İlaç tedavisinin yararı genellikle azdır.
Bu rahatsızlık tedavi edilmediği zaman, kişide giderek halsizlik, yaygın vücut ağrıları, sindirim sistemi sorunları veya cinsel bazı sorunların gelişimine neden olabilir. Ya da başka ruhsal sorunlara dönüşebilir. Örneğin boşluk hissi, hayattan zevk alamama, her şeyin anlamsızlaşması, öfke kontrolünün bozulması gibi durumlar olabilir. Test yaptırmaya yıllarca devam edebilir, çünkü ona göre testler yanılmaktadır. Psikolojisi o kadar bozulmuştur ki yaşamına devam etmekte zorlanır. Bu şekilde hayatının güzel yılları geçer gider.
Dr. Timur Harzadın
SİMYACI MERHABA
Teoman78 öncelikle geçmiş olsun yaptırdığın hiv RNA PCR testi en güvenilir testtir 10.günden itibaren yapılması önerilir bu yavşak mavi labaratuvar yetkilileri bunu bilmiyor mu sana 2 3gün sonra gel demediler yada 14.gün gel hiv Duo ultra yapalım diye bunlar para tuzağı şerefsizler gerçek PCR yaptılarsa 2gün önemi yok ama labın konuşması hoş değil en güvenilir kurum devlet hastaneleri olduğu ortaya çıkıyor kâr amacı yok testini yapar negatifse negatif der testinin döneceğini sanmıyorum