Forumda defalarca hiv fobisinin kaynaklarini yazdim ve uzulerek pek cok kisinin hiv fobisi altinda ezildigini hayatini zehir ettigini ve gittikce dibe battigini goruyorum, bunun sebebi hiv'e hastaliktan baska anlamlarinda yuklenmesi, hiv insanlara ozgu bir hastaliktir yani insanlara bulasir, bu hastaliga yakalanan insanlar kotu olduklari, hak ettikleri yada farkli olduklari icin bu hastaliga yakalanmiyorlar, en dindar kisi de, en iyi insanda, en zenginde bu hastaliga yakalanabilir, bu hastaliga yakalananlar da sizlerin gibi insanlar, fobinin onune gecmek ancak onunla yuzlesmekten gecer, onlarca kez test yaptirmakla degil, eger fobiniz varsa ve ondan kurtulmak istiyorsaniz pozitif derneklere gidin, aktif rol alin, AIDS hastalari ile tanisin, ellerini sıkın, dertlerine ortak olun, selamlar...
Turkiyede ilk kez AIDS vakasi resmi olarak 1985 yilinda goruldu, Murtaza Elgin isimli hasta ne yazik ki hasta mahremiyeti ve ozel hayati hice sayilarak o donemin gazeteleri tarafindan acimasizca teshir edildi, bir sure hastanede tutuldu, sansizligi oldugunde bile devam etti, cenazesi cinko bir tabuta konup kirec dolu bir mezara gomuldu, su an yasanan hiv fobisinin kaynaginin o donemlerdeki haberlerin bilinc altinda kalan tortulari oldugunu dusunuyorum, gerci toplumun su anda bile yeteri kadar AIDS konusunda bilgili oldugunu dusunmuyorum, insanlar ne yazik ki halen seks iscileri vs. iliski kurmaya ve riskli davranislara devam ediyorlar.
Merhaba, hiv hakkinda internet uzerinde guzel bir Turkce kaynak buldum, sizinle paylasmak isterim "Hiv vücuda alindiktan 1-6 hafta içerisinde ilk çoğalma döneminde akut infeksiyona neden olur. Bu dönemde klinik bulgular, HIV infeksiyonuna özgü değildir ve değişkendir. Semptomlar ve görülme sikliklari şu şekilde belirtilmektedir: Ateş (%96), lenf bezlerinde büyüme (lenfadenopati) (%74), farenjit (%70), deri döküntüleri (%70), kas veya eklem ağrisi (%54), ishal (%32), baş ağrisi (%32), bulanti ve kusma (%27), karaciğer ve dalak büyümesi (%14), pamukçuk (%12). Bir kisim vakada menenjit, ensefalit gibi sinir sistemi bulgularina rastlanir. Bütün bu bulgular 2-4 hafta içerisinde tedavi gerektirmeden geçer. Akut infeksiyon döneminden itibaren kişi bulaştiricidir.
Virüsün vücuda girişini takiben, % 95 vakada 6-12 hafta içerisinde HIV'e karşi antikorlar gelişir. Bu antikorlarin hastaliğin ilerlemesini engelleyici etkileri yoktur, ancak hastaliğin teşhisi açisindan önem taşirlar. Bu döneme "serokonversiyon dönemi" denmektedir. Antikorlar gelişene kadar geçen sürede, kanda virüs mevcuttur ve hasta bulaştiricidir.
Serokonversiyon döneminden sonra infekte kişiler "Asemptomatik Dönem"e girerler. Bu dönemde kişilerde hiçbir belirti ve bulgu yoktur, ama bulaşticidirlar. Asemptomatik dönem 6.5-13 yil (ortalama 8-10 yil) sürer. Ancak vakalarin %20-30'u ortalama 1.5-5 yil içerisinde bir sonraki döneme geçebilmektedir. Bu süreyi etkileyen faktörler virüsün alinma yolu, hastanin yaşi ve virüsün virülansidir. Transfüzyon yolu ile alanlarda virüs yükü daha fazla olduğundan süre 6 yil olmakta, virüsü cinsel temasla alan homoseksüel erkeklerde ise bu süre 10-12 yila uzamaktadir.
Fizik muayene bu dönemde genellikle normaldir. %40-50 vakada fizik muayenede yaygin lenfadenopati saptanabilir. Lenf bezi büyümeleri HIV infeksiyonu dişinda değişik hastaliklarda da görülebilmektedir. HIV infeksiyonundan olduğunun belirlenebilmesi için lenf bezi büyümelerinin kasik dişinda en az iki ayri bölgede olmasi, büyüklüklerinin 0.5-2 cm çapinda olmasi ve 3 aydan daha uzun bir süre büyük kalmasi gerekmektedir. Klinik yönden bu dönem latent bir dönemdir. Ancak lenfatik dokularda virüs çoğalmaya devam etmekte ve CD4 hücre sayisi progresif olarak azalmaktadir.
Hastalarda ilk kez doktora başvurmalarina neden olan belirtilerin başladiği dönemdir. Halsizlik, baş ağrisi, vücut ağirliğinin %10'undan fazla kilo kaybi, nedeni bulunamayan ateş, bir aydan daha uzun süren ve tedavi edilemeyen ishal, deride pullanmalarla seyreden bir hastalik olan seboreik dermatit, yaygin ve sik herpes virüs infeksiyonlari, ağizda mantar infeksiyonlari en sik karşilaşilan belirti ve bulgulardir..
. CD4 hücre sayimi ile beraber kandaki virüs miktarini gösteren viral yük tayininin yapilmasi ve tedavinin bu parametrelere göre planlanmasi gerekir."
Merhaba, hiv virusu 80'li yillarda tanimlanmis, bazi unlu homoseksuel kisilerin aids'den olmesi nedeniyle homoseksuel hastaligi olarak adi cikis bir virus, basit yapisina ragmen oldukca sinsi bir virus oldugu icin tedavisi mumkun degil, bu nedenle su an tum arastirmalar virus tasiyan kisilerin yasamini uzatmaya yonlenmis durumda, gercekten de hiv pozitif kisiler sadece bir hap kullanarak yasamlarina devam etmekte (90 larda bir avuc ilac almalari gerekiyordu) hiv'in resmi olarak 3 bulas yolu var, kan yolu (kan nakli, kirli enjektor, kan bulasmis kesici aletlerle yaralanma) , anne sutu ile anneden bebege ve cinsel iliski ile ( kadin-erkek, erkek-erkek, kadin-kadin). Bu saydiklarim disinda sosyal opusme, yemekler, tokalasma, sivrisinek, hayvanlar ve havadan bulasma ihtimali yok, hiv virusu vucut disinda dakikalar icinde olur, sabun gibi temizleyiciler ile hemen olur, hiv virusu saglam deriden gecemez ( eger kesik varsa gecebilir) Hatta kutuphanemde icine hiv'li kan karistirilmis murekkeple basilmis bir kitap var ( hiv fobisine dikkat cekilmek icin basilmis). Nasil korunulur? Oncelikle seks iscisi bireylerle iliski kurmamak, mutlaka kondom kullanmak(oral, anal, vajinal), kan bulasma riski olan jilet vs. dikkat etmek, siddetten ve kavgalardan uzak durmak .Saglikla...
Merhaba, dogru kondom kullanimi hakkinda bazi bilgiler paylasmak istiyorum, oncelikle hicbir kondom yuzde yuz koruma saglamaz ( kutusunda da yazar) kondom kullanmadan once mutlaka son kullanma tarihi kontrol ediniz, kondomu cuzdan gibi baski ve sicaklik olabilecek yerlede tasimayiniz, kondom ile birlikte krem vs, gibi yapiyi bozabilecek kayganlastiricilar kullanmayiniz ( ozel kayganlastiricilar kullanilabilir) kondomu kullanmadan once yirtik vs varmi mutlaka kontrol ediniz, oral iliskide de mutlaka kondom kullaniniz, oraldan sonra vajinal yada anal iliski devam edecekse kondomu degistiriniz, bu husulara dikkat ederseniz bulas riski en az duzeye inecektir, saglikla...
Merhaba, okudugum cogu yorumda kisiler vucutlarindaki ufak tefek degisiklikleri aids belirtisi olarak yorumlamakta, oysa bunlar cogunlukla herkesin yadasadigi yada stres kaynakli belirtiler, aids grip degildir hemen belirti vermez, kendinizde belirti aramayin, asagida internette gordugum bir yaziyi alintiladim, lutfen okuyun
" aids hastalığı 1 seneden 11 seneye kadar sessiz dönemde kalabiliyor. Bu dönemde hiç belirti vermediği kabul edilse de, HIV infeksiyonunda en erken bulgular ağız içinde kendini göstermeye başlıyor. Oral kavitede bir çok lezyon oluşabildiği gibi, en çok karşılaşılan lezyon, halk arasında pamukçuk diye bildiğimiz mantar (oral kandida) infeksiyonudur. Mantar infeksiyonunda kişi ilk olarak bunun görüntüsünden rahatsız olur. Yutkunma güçlüğü ve tat alma duyusunda güçlükler başlar. İnfeksiyon soluk borusuna kadar ilerler. Sık sık tekrarlayan dişeti kanamaları, dişeti iltihabı ve periodontal hastalıklar gibi belirtiler en önemli bulgulardır. Ağız dışı muayenede ise alt çene altında bulunan ve 3 aydan uzun süredir geçmeyen 1 ya da 2 servikal lenf nodülü erken teşhiste dikkat edilmesi gereken bulgulardır."
Yorumlari okudugumda cogu kisinin sorununun aslinda aids'den cok psikokolojik oldugunu goruyorum, iki hafta sonra test yaptiranlar (aids grip degildir bu kadar surede tespit edilemez) defalarca test yaptirip yine de tatmin olamayanlar, butun bu korkularin altinda yatan sey ise aids'ten cok homofobi dir, unlu olan ve homoseksuel oldugu bilinen bazi kisilerin aids' den olmesi insanlarin bilinc altinda boyle bir intiba birakmistir, konu ile ilgilenenler icin "Angels in america" isimli bir diziyi tavsiye edebilirim, saglikla...
Arkadaslar bir internet sitesinde buldugum onemli bir haberi sizle paylasmak istiyorum.
HIV Pozitif/AIDS hasta sayısının dünyadaki azalmaya ters orantılı olarak Türkiye’de hızla arttığına dikkat çeken Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Meral Sönmezoğlu, "Türkiye'de kayıtlı vakaların yüzde 80’ini erkekler oluşturuyor. Vakaların yüzde 49,8’i virüsü cinsel yolla alıyor" dedi.
Merhaba, sitede gun gectikce cahil, bilgisiz yorumlar artmakta, bazi kisiler sanki tip doktoruymus gibi ahkam kesmekte, tavsiyeler vermekte, konuyu kapat tarzi cumleler kurmakta, insan sagliginin soz konusu oldugu bir durumda hicbir tip unvani olmayan insanlarin bu konusmalari korkutucu, arkadaslar lutfen konu ile ilgili uzman doktorlara gidin, muhattabiniz doktor olmali buradakiler degil, lutfen!
Merhaba, Hiv virusunun bulasma sekilleri belirlendikten sonra yaygin olarak kullanilan cam enjektorlerden tek kullanimlik enjektorlere gecildi, gunumuzde bu tip kullan at enjektorler kullaniliyor, bu konuda bazi onemli noktalari tekrarlamak isterim, madde bagimlisi kisiler ortak enjektor kullanimi yoluyla yada maddenin etkisi altinda baskalari tarafindan enfekte olmus enjektorleri kullanabilmektedirler, zaten basli basina bir illet olan madde bagimliligini daha da tehlikeli bir hale getirmekte, sagliklar dilerim...