7 yıl süren hiv fobisi
Merhaba. Bu yazıyı benim gibi hiv fobisi yaşayan arkadaşlar için yazma gereği duyuyorum. Belki yazdıklarımı okuyunca benim gibi psikiyatrik bir vaka olmadan, yolun başında bu takıntıdan kurtulursunuz diye umut ediyorum. 7 sene önce bekardım, sevdiğim bir işim vardı ve cinsel bir partnerim yoktu. Ben de ara sıra hayat kadınlarıyla birlikte oluyordum. Bir gün aşırı alkollü bir şekilde bir hayat kadınıyla birlikte oldum ve hatırladığım tek sahne kullandığım kondomun muhtemelen patlak olmasından dolayı sızıntı yaptığı şeklindeydi. Ben tabi ki bunun üzerinde neredeyse hiç durmadım. Olaydan yaklaşık 2 hafta sonra yaz günü ateşlendim ve üzerime bir halsizlik çöktü. Acilde bir serum yedim, biraz toparladım ama ateşim düşük seviyelerde de olsa günlerce devam etti. İnternette ‘’halsizlik, geçmeyen ateş, vb.’’ aramalar yaptığımda hiv’i görünce ve aklıma 2 hafta önceki patlak kondom sahnesi gelince telaşlandım. Ertesi gün aile hekimime gittim. O da ne tesadüftür ki, kısa bir süre önce şüpheli bir ilişkiye girip girmediğimi sorunca yaklaşık 7 yıl sürecek olan hiv fobim de böylece başlamış oldu. Aile hekimimden çıkar çıkmaz özel bir hastanede soluğu aldım. Danışmaya hiv testi olmak istediğimi söylediğimde beni dermatoloji bölümüne yönlendirdiler. Dermatolog sanki hayatında ilk defa böyle bir test talebi gelmiş gibi şaşkınlıkla yüzüme baktı, sonra önündeki test formunu doldurarak beni kan vermeye gönderdi. Sonuç öğleden sonra çıkacaktı ve ben telaştan ölecek gibiydim. Ne kadar ömrüm kaldı, aileme nasıl söyleyeceğim, cahillikten kafamda yüzlerce soru… Sonucu elim ayağım titreyerek almaya gittim ve sonuç negatifti. Bir anda kendime geldim, o halsizliğimden eser kalmamıştı, sevinçle eve gittim. Ancak ertesi gün bir de ne göreyim: Yaptırdığım testin hiçbir geçerliliği yokmuş ve en az 3 ay beklemem gerekiyormuş. O üç ay boyunca hiv olduğuma kendimi inandırmıştım, ateş-halsizlik, vücudumda çıkan çıbanlar, boğaz ağrısı, baş ağrısı, belirtiler say say bitmez. 4 ay sonra başka bir özel hastanede tekrar test oldum. Sonucu yine elim ayağım titreyerek almaya gittim ve 2. negatif sonucumu aldım. Forumlardaki tecrübeli arkadaşlar konuyu kapatabilirsin dediler. Ben de öyle yaptım. Ama bir süreliğine… 1 sene sonra artık bir kız arkadaşım vardı, bazen korunmadan ilişkiye giriyorduk. Bu ilişki bir süre sonra fobimi tetikledi. Sürekli kız arkadaşımın sağlık durumunu, vücudunda çıkan kızarıklıkları, morlukları, kilosunu filan takip etmeye başladım. Konuyu dayanamayıp kendisine de anlattım, bana gülüp geçti. Sonra nişanlanma, nikah, beraber çalışmak için yurt dışına gidip 2 sene orada kalma, dönüp kendime yeni bir iş kurma derken hayat meşgalesiyle 3-4 sene fobisiz bir şekilde geçip gitti. Ancak bünyede oluşan anksiyete bozukluğu bu süre zarfında panik atak benzeri rahatsızlıklarla sağolsun boş bırakmadı beni. 5 sene sonra güzel bir haber aldık. Eşim hamileydi. Ancak bu haber sinsice soteye yatmış fobimi tekrar tetikledi. Hiv konusunda kendimi ikna edememiştim ve araya yıllar girmişti, bu konunun sanki üstünü kapatmış gibi hissettim kendimi. Ama bu sefer bir bebek geliyordu dünyaya. Biz yetişkinler bununla baş edebilirdik, ama bir bebek bununla nasıl mücadele ederdi ve bizim ona böyle bir şey yapmaya hakkımız var mıydı… Bu vicdan azabı altında ezilirdim! Eşimden habersiz yeni bir hiv testi oldum. Negatif! Eşime hamileliğinin ilk dönemlerinde rutin kan testleri yapıldı, bunun içinde hiv de vardı. Sonucu almaya gittik (çok telaşlıyım ama eşime çaktırmamaya çalışıyorum), sonuç yine negatif… Derin bir ohhh… Ama bir süreliğine… Bebeğimiz doğana kadar kendimi hiv olmadığımıza dair ikna ettim. Bebeğimiz de gayet sağlıklı bir şekilde doğdu zaten. Her şey yolundaydı, tüm ilgimiz-vaktimiz onundu artık. Bebeğimiz büyürken koltuk altımda ve kasıklarımda şişlikler olduğunu farkettim. Bir genel cerraha gittim ve lenf bezlerimin büyüdüğü söylendi. Haydaaa… Hemen internetten araştırmalar filan ve tabi ki olasılıklar arasında yine ne göreyim: hiv! Vicdani sorumluluktan dolayı artık fobimi çok daha şiddetli ve yıpratıcı bir şekilde yaşamaya başladım. Artık hem eşimin, hem de çocuğumun sağlık durumunu yakından takip etmeye başlamıştım. Çocuğun bir yeri kızarıyor, hop hemen acile… Çocuk ishal oldu, hemen çocuk doktoruna… Çocuk öksürüyor, eyvah ne oldu… ‘’Bebeklerde hiv belirtileri nedir, yıllar sonra hiv antikorları tespit edilebilir mi, anti-hiv testleri ne kadar güvenilir, yalancı negatifliğe sebep olan hastalıklar var mıdır’’ her gün yarım saat bunlara bakıyorum, aynı şeyleri dönüp dolaşıp tekrar okuyorum, kafamda kuruyorum da kuruyorum. Bir yandan işimde verimli olmaya çalışıyorum, bir yandan eşime, çocuğuma psikolojimi belli etmemeye çalışıyorum, kabus gibi günler… (Bu süreçte lokal bir operasyon geçirdim, ameliyat öncesi rutin testlerde 4. negatifimi aldım ama nafile) Lenf bezleriminin büyümesiyle ilgili doktorlara git gel, antibiyotik iç, tekrar ultrasonlar, kontroller filan derken hematoloji konusunda iyi bir profesör buldum. Anti-hiv dahil onlarca test yapıldı, ultrasonlar çekildi, sonuçlar geldi… Adam gayet kendinden emin ve ikna edici bir şekilde ‘’hiv konusunu kapat, öyle bir şey olsa bugüne kadar sonuç verirdi’’ dedi. Lenf bezlerimin büyümesiyle ilgili de ‘’kan testlerin normal, bir süre takip edelim’’ dedi. Durumumu bilen bir doktor tanıdığım da şunları söyledi: Yaşadığın kaygı ve stres bağışıklık sistemini zayıflatıyor, bu durumda vücudun da parazitlere, enfeksiyonlara karşı direncini kaybediyor. Sen kafaya taktığın sürece lenf bezlerin küçülmeyecek ve en sonunda kendini gerçekten hasta edeceksin’’ Kafama dank diye vurdular! Kabustan uyandım, beynime söz geçiremediğim ve 7 senemi salak gibi bu fobi ile geçirdiğim için kendimden utandım. Şu anda gayet iyiyim, yeniden doğmuş gibiyim. Ama her ihtimale karşı psikiyatrist desteği almaya kadar verdim. Bu konuyla ilgili birkaç çıkarımım ve tavsiyem olacak: - Dünyada binlerce hastalık var ve bunlardan bazılarının tedavisi yok, bazılarının ise tedavi süreci oldukça sıkıntılı. Bu hastalıkların yanında kontrol altında tutulabilen ve yaşam kalitesini düşürmeyen hiv’e karşı bir fobi geliştirmek anlamsız. - Bir onkoloji bölümüne gittiğinizde çocuk, genç, yaşlı iyileşmek için mücadele veren yüzlerce kanser hastası görüyorsunuz. Hiçbirimizin o insanlardan bir ayrıcalığı yok, bu herkesin başına gelebilir. Yani bir şey olacaksa olur, biraz kaderci olup anı yaşamaya çalışmakta fayda var. - ‘’Tavsiye edilen süreden sonra testinizi olun ve konuyu kapatın’’ diye boşuna söylemiyorlar. Testi olun ve konuyu kapatın, kapatmazsanız yukarıda yazdıklarıma benzer şeyler yaşayacaksınız. Psikiyatrist desteği almaktan çekinmeyin. - Google şikayetlerinize teşhis koymak için çok doğru bir kaynak değil. ‘’Öksürüyorum’’ yazsanız karşınıza ilk gelen şey ‘’akciğer kanseri olabilirsiniz’’ gibi bir haber oluyor. Şikayetlerinizle ilgili uzman doktorlar bulun ve onlara güvenin. Sevgiler…