Bundan tam 78 gün önce bir çok insanın düştüğü o yanlışa ben de düştüm. Genelevde korunmalı bir ilişkim oldu. İlişkiden bir kaç gün sonra ishal oldum. 1 hafta sonra ateşim çıktı ve 2 gün içinde geçti. Korunduğum için HIV aklıma gelmedi bile HIV’ın ne olduğunu bile bilmiyordum ve AIDS hastalığının ise sadece cinsel yolla bulaşan bir hastalık olduğunu biliyordum. Taa ki ilişkimden, yaklaşık 2 hafta sonra kasık bölgemde ki ‘et beni’ gibi şişlikleri görünceye kadar. Tabi hemen internetten bunun ne olduğuna baktım, lenf bezlerinin şişmesi olarak geçiyordu ve HIV belirtisi olduğunu görünce dünyam başıma yıkıldı, ateş ve ishalinde belirtiler arasında olduğunu görünce psikolojim alt üst oldu. Hemen hastahaneye koştum, doktor elime bir kâğıt tutuşturdu ve bu testleri yaptır dedi. Doktorun benden istediği testin HIV testi olduğunu görünce ben bir kez daha yıkıldım. Testi yapan kişi sonuçların 3 gün sonra çıkacağını söyledi. Yani kâbus gibi koskoca 3 gün beni bekliyordu. Tabi benim 3 aylık pencere döneminden haberim yok doktorda ilk etapta bir şey söylemedi. Hayatımda ilk defa başıma böyle bir şey geliyordu ama ben korunmuştum. Kondomlar hastalığa karşı koruma sağlamıyor muydu yoksa, bu konuyu araştırdım ‘’her korunmada az da olsa risk vardır’’ yazıyordu. Peki ben aileme ne derim, nasıl bakarım yüzlerine, nasıl yaşarım bu psikolojiyle. Koskoca 3 günüm böyle geçti. Hiçbir şey yapasım gelmiyordu kimseyle konuşmuyor gülmüyor sadece uyumak istiyordum. Uykuyu kaçış yolu olarak görüyor, uyuduğumda kafamı kurcalayan soruları ve bozuk psikolojimi hissetmiyordum. 3. gün geldi çattı, hastahanenin yolunu tuttum. Doktorun odasına girdim ‘’test sonuçların temiz’’ cümlesini duyunca çok şükür dedim ve bir rahatlama geldi ama doktorun söyleyecekleri daha bitmemişti devam etti cümlesine ‘’bunlar kesin sonuçlar değil, 90 günlük pencere döneminde olabilirsin, 3 ay sonra gelip tekrar test yaptırmalısın’’ dedi. Ne 3 ay mı? Ben 3 günü zar zor bitirdim 3 ay nasıl dayanırdım. Kafamda dönüp duran ‘’o psikolojiyle 3 ay nasıl yaşarım’’ düşüncesiyle eve gittim. Yine kaçış yolu olarak uykuyu seçtim, belki biraz saçma ama ‘’keşke şimdi uyusam da 3 ay sonra uyansam’’ diye düşündüm. Kabus dolu günler başlamıştı kimseyle konuşmuyor hiç gülmüyordum. Halbuki ben gülen ve güldüren biriydim. Resmen bambaşka biri olmuştum. Bu olayı anlatabileceğim, destek alabileceğim tek bir kişi vardı oda askerde olduğu için üzülmesin diye anlatamadım. Hayat gerçekten çok zor geçiyordu, ama bana hayatı zorlaştıran hastalık değildi. Allah'ın bana bir cezası bu deyip geçerdim. Benim kafamı kurcalayan ailemdi, bu durumu onlara nasıl anlatabilirdim ki. Oğlunun mürüvvetini görmek için sürekli Allah'a dua eden anneme evlenemeyeceğimi nasıl söylerdim. Biliyorum bu hastalık evliliğe engel değil ama işleri zorlaştırır. Çok zordu len böyle yaşamak. Gülmeyi özledim, insanlarla konuşmayı özledim, dışarı çıkıp gezmeyi özledim, kısacası ben yaşamayı çok özlemiştim. Mutlu olmayı unuttum, nasıl bir duyguydu neler hissettiriyordu insana hepsini unuttum. Göz göre göre eriyip gidiyorsun ve elinden hiç bir şey gelmiyor. Aynı iş yerinde bütün gün birlikte çalıştığın birinin galipte sana ‘’senin sesini unuttum’’ demesi o kadar kötü bir şey ki. İnsanların ‘’neyin var senin’’ sorusuna karşılık ‘’bir şeyim yok sadece biraz yorgunum’’ diye cevap vermekten çok yorulmuştum. Destek alabileceğim, derdimi anlatabileceğim, sığınabileceğim kimse yoktu etrafımda. Sonra fark ettim ki bir tek Allah'a sığınabilirdim. Her gün defalarca el açtım dua ettim, aynı hatayı bir daha yapmayacağımın dair tövbe ettim. İnşallah bu düşüncem yanlış değildir ama ‘’ALLAH'A SARILIP AĞLAMAK’’ istedim, garip bir duyguydu. İnsanlara çok şey anlatmak istiyordum, ama o kadar yorgundum ki hiç bir şey konuşasım gelmiyordu. 90. günü bekleyemedim özel bir laboratuvarda 77. günde bütün CYBH’lara (Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar) bakan ve erken teşhis koyan 5. nesil bir test yaptırdım. Test sonucunda ‘NEGATİF’’ yazısını görünce içimden kapkara bir duygunun çıkıp gittiğini hissettim. Hasta değildim ve iki buçuk ay kendi kendimi yiyip bitirdiğimi fark ettim. Şimdi tekrar gülmeye başladım, arkadaşlarımın arasına karıştım. Bir daha aynı hatayı kesinlikle yapmayacağımın dair kendime ve Allah'a söz verdim. Bu yaşadıklarımı da HIV ile alakalı olmayan site, sözlük ve formlarda paylaşıyorum. İnsanlar bu hastalıktan şüphelenen kişilerin psikolojisini anlayıp aynı hataya düşmesinler istiyorum. Ve unutmayın ‘’hiçbir koruma tam koruma değildir'' Okuduğunuz için teşekkür ederim sağlıcakla kalın... (Yazıyı yazdığım tarih 21.07.2018) (ALINTI)
Cevap yazmak için giriş yapınız.