Cevap Şikayet

Bu bir takıntı hastalığı, yani obsesif kompulsif bozukluktur. Kendiliğinden bilince gelen, kişinin saçma ve yanlış olduğunu bildiği düşünce veya imajlara obsesyon veya saplantı denir. Bu saplantıdan kurtulmak için yapılan eylemlere ise kompulsiyon denir. Toplum içinde vesvese olarak da adlandırılır. “HIV/AIDS miyim acaba?” korkusu da aslında bir çeşit takıntıdır. Buna obsesif kompulsif bozukluk da denir. Obsesif kompulsif bozukluk da tekrarlayıcı davranışlara rastlanır. El yıkama, sıraya koyma, kontrol etme şeklinde olabilir. Ya da zihinsel olarak tekrarlayıcı dua etme, sayı sayma, sözcükleri sessiz bir biçimde yineleme gibi olabilir. Kişi mikrop bulaşmasın diye sık sık ellerini yıkayabilir. Ellerini veya vücudunun diğer bölgelerini defalarca yıkayıp cildine zarar verebilir. Herkesi kendi kurallarına uymaya zorlayabilir. HIV veya AIDS korkusu olan kişiler ise genellikle başlangıçta bir hayat kadını ile sex yapmıştır. Eğer prezervatif kullanmamışsa sıkıntıları daha fazla hisseder. HIV ve AIDS konusunu araştırdıktan sonra, bu hastalığın belirtilerini vücutlarında hissetmeye başlar. Aslında testler negatiftir. Ancak bu onları rahatlatmaz. Sürekli çok yoğun vicdan azabı ve suçluluk duyar. Çünkü beyin, pozitif olduğunu bir defa inanmıştır. Beyin karşısına çıkan bir konu için önce geçmiş deneyimlere göre bir karar verir. Daha sonra verdiği bu kararın gerçekleşmesi için çaba gösterir. Bu beynin ters bir özelliğidir ve bir yönden de tehlikeli bir durum olabilir. Örneğin beyin başına gelmesinden en çok korktuğu şeye odaklanır ve daha sonra onu size çeker. Böylece korktuğunu başınıza getirir. HIV korkusu olan kişi sürekli hastalıklardan korkar ve bir süre sonra HIV olmasa bile bazı ruhsal hastalıklara yakalanır. Bunun dışında tansiyon, diabetes mellitus, yaygın vücut ağrıları, cinsel sorunlar gibi rahatsızlıklar da olabilir. Tekrar tekrar test yaptırır. Testler yanlış yapılıyor diyerek tekrar tekrar yaptırmak isteyebilir. Test yaptırdıktan sonra rahatlar, ancak birkaç gün sonra ya test yanlışsa düşünceleri tekrar gelir. Zihne gelen korkular ve hayaller çok rahatsız edici olabilmektedir. Mesela evli kişiler bunu eşine ve çocuğuna bulaştıracağını, ailenin onu dışlayacağını düşünür. Bu kişiler çok yoğun vicdan azabı ve suçluluk hissederler. Hatta bazılarında intihar düşüncesi bile gelebilir. Çünkü burada rahatsızlığı en çok tetikleyen HIV olmak değil, eşin veya ailenin diğer bireyleri hatta çocukların onu dışlama, değersizleştirme ihtimalini düşünmektir. Test yaptırdıktan sonra negatif çıkması kişiyi geçici olarak rahatlatır. Sonra olay tekrar başlar. Yeniden test yaptırır, korku dolu saatlerle sonuç bekler. Sonra rahatlar. Sonra virüs için “ya gözden kaçmışsa” diye düşünür, test yaptırmaya gider. Sonra rahatlar. Sonra tekrar test yaptırır. Sonra rahatlar. …. Bu kısır döngü böyle devam eder gider. "Dr. Timur Harzadın"
@ Anonimbilgilendirme